1 Nisan 2012 Pazar

72.KOĞUŞ



72. Koğuş filmi geçmiş yılların anısına yapılmış bir film, kötü anıların anısına...
hem de çok kötü, insanlığın insanlıktan çıktığı, birer hayvandan farkı kalmadığı zaman ve mekanlardaki görüntüler gerçekten içler acısı. açlık basit bir kelime gibi görünse de hiçbir zaman doymayan bir kelimedir.açlık başkalaşmanın nedeni ve sonucudur bir nevi.bir taraftan karanlığı aydınlık yapmanın güzelliği, bir taraftan da paranın neler yaptırabileceğini anlatan sıradan vir film gibi görünse de, sürükleyici etkileyici, ayrıntılı bir filmdi. oyuncuların yanından şöyle bir geçersek de ,Hülya Avşar'ın oyunculuğunu gerçekten beğenmedim.bana bu film de hiç oyunculuğunun samimiyetini gösteremedi.Kerem Alışık,kumar bağımlısı bir insanın hallerini, iki yüzlü bir insanın tavırlarını çok iyi anlatmıştır...

18 Mart 2012 Pazar

SARHOŞ ATLAR ZAMANI





Sarhoş atlar zamanı filminde en etkileyici sahne büyük kız evden ayrılırken hasta olan kardeşi için ayrılma sebebi olarak bilmesi halinde aslında bu gerçek değildir. Bu sözün karşılığında oğullarıyla evlenmesi sözünü alan karşı taraf verdikleri sözü tutmamaları hem kızın umudunu yitirmesine hemde hasta çocuğun ortada kalmasına neden olmuştur. bunu gören eve bakmakla yükümlü erkek çocuk kardeşini ne yapar eder ırak sınırı o ölümle yaşam arasındaki sınırı seni çok seviyorum sözleriyle geçiyorlar…

MOZART'IN KIZ KARDEŞİ




Mozartın kız kardeşini izledim belgesel tarzında bir filmdi.sıkılmadım çünkü ilginçti. Ne yönden ilginç olduğuma gelinirse küçük yaşlarda çocuk yani Mozart inanılmaz güzel keman ve piyano çalıyor. Besteler yapıyor.

Ablasını da unutmamak gerekir. Zaten film onun üzerine kurgulanmış J

Ablası mozartın birkaç bestesine yardımda bulunuyor. Lakin babası daha çok mozartın ön plana çıkmasını istediği için ablasına nota eğitimi pek göstermiyor.Ablası kendi çabalarıyla öğrendikten sonra bestelerini yapıyor yalnız bu bestelerini aşık olduğu prens için yapıyor yalnız prensin kralın istediği kızla evlenmesi üzerine aşkında cam kırıklarını görüyor ve yıpranıyor ve mutsuzluğa gömülüyor. Tamamen prensle ilişkisi bitincede artık hayatını babasına adayıp babasının istediklerini, seçimlerini gerçekleştiriyor. Ve ölene kadar bir daha hiç beste yapmıyor.Ama kardeşinin bestelerini günümüze kadar gelmesi için toparlıyor ve bir kör olarak hayata veda ediyor…

CESARETİN VAR MI AŞKA




Cesaretin var mı aşka filmini izledim fakat pek beğenmedim çünkü ne anlatmak istediğini anlayamadım.ama film ne kadar kötü olsa da eh yani beğendiğim bazı kareler vardı.sofi ile çocukluk arkadaşının birbirlerine oynadıklar oyunlar onlar büyüdükçe büyüyor ve tehlikeli hale geliyordu lakin onlar bu oyunların tehlikesinden de zevk alıyorlardı. Aslında birbirlerinden kopamadıkları ve birbirlerinden bağımsız hareket edemediklerini yıllar geçse de gösteriyorlar. Çok da önerebileceğim bir film değil. Ama her zaman da iyi film izlemek bence doğru değildir.

14 Şubat 2012 Salı

ÇOĞUNLUK




SEREN YÜCE'NİN İLK FİLMİDİR.MERTKAN'ın basit bir hayatı vardır.her gün aynı durumlar yaşanmaktadır. babasının sözünü büyük bir vazife olarak görüp yerine getirme çabaları kendini ne kadar sıksa da, boğsa da yapmak zorundadır.Durağan bir filmdir.Mertkan'ın hayatına gül girdikten sonra boşluktan, sıkıcılıktan kurtulduğunu düşünse de babası bunu engellemektedir.Gül hayatından çıktığı an her şey değişir.Mertkan alışmış olduğu o monoton hayatını özler.geri eski yaşamına geri döner.Alışkanlıklardan vazgeçmenin kolay olmadığını gösteren bir filmdir bence.

TOPRAK ALTINDA





BİR RODRİGO CORTES filmidir. RYAN REYNOLDS in muhteşem performansıyla ortaya çıkmış bu filmi bir nefeste izlenir diyebileceğim filmlerden birisidir. film 92 dk boyunca bir tabudun içinde geçmektedir. Bir çakmak,bir telefon şarjı bitmek üzere olsa da yaşamak için umudunu yitirmeme savaşını gösteren filmdir.92 dk boyunca hiç sıkılmadan izleyebileceğimiz gerilim dolu bir film. Tuhaf bir o kadar da sürükleyici. Filmin sonu her ne kadar beklenmedik bir şekilde bitse de yaşamdaki o umudun son ana kadar var olmasının güzelliğini anlatmaktadır.Gerçekten de ''bir sinema gövde gösterisi '' cümlesine hakkıyla layık bir filmdir.